Yunan Mutfak Kültürü - 1

     Biz Türklerin, Yunan adalarını sevmesinin en önemli sebeplerinden biri de, deniz mahsulleri, mezeleri, uzosu ile  bizim çok aşina olduğumuz, kendi mutfağımıza çok yakın bulduğumuz, Yunan mutfağı elbette. Tarih boyunca iki millet o kadar iç içe yaşamış ki, mutfak kültürleri de birbirlerinden etkilenmiş doğal olarak. Baklava, lokum, dolma, yoğurt, cacık, Türk kahvesi gibi birçok bizden dediğimiz yiyecek iki kültür arasında hep bir çekişme sebebi olmuş yıllarca. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş döneminde, Lozan'da alınan karar ile yapılan mübadelenin de bu yemek kültürlerinin iç içe geçmesinde rolü büyüktür bence. (Mübadele kararı ile İstanbul dışında, Anadolu'da yaşayan 1.200.000 rum ile, Batı Trakya dışında Yunanistan'da yaşayan 500.000 Türk zorunlu olarak yer değiştirilmişti.)  

Bugün Yunan restoranları ile ilgili biraz bilgi vereyim istedim size. Özellikle Yunan adalarına ilk defa gitmeyi planlayanlar için kaydetmelik bir rehber olsun.

Öncelikle Yunanistan’da birçok restoranın isminin yanına bir de, taverna, ouzori, mezedopoulio gibi şeylerin de yazıldığını göreceksiniz. Bunlar o restoranın içeriği ile ilgili bilgi veriyor aslında.

Ouzeri: Genel olarak meyhanelere verilen isimdir. Uzo içilen yer gibi düşünebilirsiniz.

Mezedopoulio: Adı üstünde mezeci. Ouzeri'lerle birlikte bunlara da meyhane diyebiliriz aslında.

Taverna: Taverna değince aklınıza tabak, çanak kırılan, sirtaki yapılan mekanlar gelmesin hemen :) Türkiye'de biraz böyle biliniyor ama genel olarak restoran demek aslında. Menüsünde ev yemekleri de olabilir, ızgaralar da, deniz mahsulleri de.

Psarotaverna: Balık restoranlarının genel adı. özellikle deniz mahsulleri yemek istiyorsanız bu konuda uzmanlaşmış Psarotaverna'ları tercih etmelisiniz. Benim için Yunan adaları eşittir deniz mahsulleri demek olduğu için bol bol gittiğim restoranlardır.

Psitopolio: Et restoranlarının genel adı. Köfte, tavuk, biftek, souvlaki gibi ızgara et yiyebileceğiniz restoranlardır.

Yerel halk, restoranlara öğlen saat 14:00’den, akşam saat 21:00’den önce gelmez genellikle. Ağırlıklı yerel halkın bulunduğu bir bölgedeyseniz 19:00 gibi bir restorana giderseniz tek başınıza oturma ihtimaliniz çok yüksektir. Restoranların fiyatları Mikonos, Santorini gibi çok popüler adalar dışında üç aşağı beş yukarı birbirine yakındır. Ortalama kişi başı 20-25 Euro’ya güzel bir balık restoranında, iyi bir akşam yemeği yiyebilirsiniz. Ancak alacağınız alkol miktarı fiyatı etkiler tabi ki. Euro'nun bu kadar artmasına rağmen, Türkiye’deki balık restoranları ile kıyasladığımızda hala mantıksız bir rakam değil ama çok değil 5 yıl kadar önce Euro’nun 2,5 TL olduğu zamanlarda Yunan adalarında resmen bedavaya tatil yapıyormuşuz :)

Restoranların çoğu, yerel halk tarafından işletilen aile işletmeleridir. Masaya oturduğunuzda, ortasında bulunduğunuz adanın turistik haritasının olduğu kağıt bir masa örtüsü sererler genellikle. Yemekleriniz gelene kadar bu haritayı inceleyerek vakit geçirirsiniz.

Ardından bir şişe ücretsiz su, tabaklar ve ekmek sepeti gelir masaya. Yunan adalarında benim en sevdiğim uygulama bu sanırım. Yaz sıcağında, siz masaya oturur oturmaz bir garson buz gibi bir şişe  ücretsiz su bırakır hemen masaya. Çatal bıçaklarımız nerede diye aramayın. Çoğunlukla ekmek sepetinin içindedirler. Kirli tabakları değiştirmek gibi adetler burada yoktur. Siz talep etmedikçe masanızı da toplamazlar genellikle. Yemeğin sonuna kadar garson sizi rahat bırakır. Masa siz kalkınca toplanır.

Eğer amacınız uzun uzun oturmak ise her şeyi aynı anda sipariş vermeyin derim. Çünkü, başlangıç ana yemek fark etmez. Mutfaktan çıktıkça hepsi arka arkaya gelecek. O nedenle sıcak olanları daha sonra sipariş vermenizde fayda var.

Bu arada sipariş verirken porsiyonların genellikle büyük olduğunu unutmayın. Türküz biz, yeriz mantığı ile sipariş verirseniz, gecenin sonunda fazla yemekten nefes alamıyor duruma gelebilirsiniz. Yunan adalarına ilk gittiğim dönemlerde, sipariş verirken garsonların, bunlar yeterli, daha fazla yiyemezsiniz diye bizi uyarmışlığı bile vardır :)

Hesapla birlikte genellikle küçük ikramlar gelir. Bazen karpuz, bazen minik bir dondurma veya küçük bir tatlı olabilir. Ama son yıllarda bu ikram olayına daha az rastlar oldum maalesef. Umarım bu gelenekleri devam eder. 

Bahşiş konusuna gelince %10 idealdir. Türkler genellikle güzel yiyen, içen ve bahşiş bırakan müşteriler olduğundan adalardaki restoranlar tarafından seviliyoruz diyebilirim :) 
Şimdiden size afiyet olsun :)

Dilerseniz, tüm paylaşımlarımı İnstagram hesabımdan da takip edebilirsiniz (@egeninkarsikiyisi) Sayfanın sol üst köşesinde bulunan İnstagram logosuna tıklayarak hesabıma ulaşabilirsiniz.