![]() |
Santorini - Oia Köyü |
Acaba hangi Yunan adasına gitsem diye düşünüp, adalar arasında seçim yapmakta
zorlanıyorsanız, rotanızı Kiklad Adaları’nın gösterişli adası, hemen hemen her
yayınlanan listede dünyanın en güzel ilk 10 adasından biri kabul edilen Santorini’ye
çevirebilirsiniz. İlkbahar ve sonbahar ayları, özellikle de Eylül, Ekim tam dönemi
diyebilirim. Bu muhteşem adanın keyfini sürebileceğiniz, büyük tur
otobüslerinin azaldığı, kalabalıkların yavaş yavaş adadan el çekmeye
başladığı bu dönemlerde, tatilinizi planlayabilirsiniz.
Balayı çiftlerinden yalnız gezginlere, lüks tatil sevenlerden, sırt çantalılara
kadar herkesin aradığını bulabildiği bir ada burası. Ancak bu küçük adanın
her yıl yaklaşık 5 milyondan fazla turist ağırladığını, o nedenle de yaz aylarında
fazlasıyla kalabalıklaştığını ve fiyatların da ona göre olduğunu unutmamak
lazım.
Bunca talep olmasına rağmen, Yunan adalarının hangisine giderseniz gidin, 3-5
yıl sonra tekrar uğradığınızda her şeyi hemen hemen aynı bulursunuz. 5 milyon
gibi çok ciddi bir turist ağırlayan bir adada bile gözü yoran bir şeyle
karşılaşmazsınız.
Santorini köyleri, falezlerin tepesindeki yamaçlara kurulduğu için çok
merdivenli bir adadır. Ana caddelerinde rahat
rahat gezebilirsiniz, çok merdiven, yokuş yoktur aslında ama otellere ya da
manzaralı bazı restoranlara giderken birçok merdiven inip çıkmanız
gerekebiliyor. Bu bol merdivenli durumdan dolayı eşeklerle yük ya da insan
taşımacılığı, bu adada eski yıllardan beri var olan geleneksel bir durum.
Günümüzde ise daha çok, turistlerin çocuklarını bindirdiği bir aktivite olmuş
durumda.
![]() |
Yunan Adaları Cruise Gemimiz |
Bu eşekler için biraz da adanın sembolü gibi diyebiliriz. Firostefani köyünde
heykeli bile vardı. Buzdolabı magnetinden, kupalara, bez çantalardan,
tişörtlere kadar her türlü hediyelik eşyanın üzerinde görebilirsiniz bu
sevimli hayvanları. Aslında eşekler sadece Santorini’nin değil, tüm Yunan
adalarının sembolü olmuş durumda diyebiliriz.
Santorini’ye ilk gidişim yıllar önce bir cruise gemisi ile olmuştu. Cruise
turlarında en çok şikayet edilen konu, uğranılan adalarda yeterli zaman
geçirememek olur. Ben her adaya ayak basar basmaz ilk iş motosiklet kiralayıp, hızlıca
adayı keşfe çıktığımdan bu durumdan hiç şikayetçi olmadım. Genel olarak adaları
keşfetmemiz için verilen süreler yeterli oluyordu aslında. Ta ki Santorini'yi
görene kadar :)
Bu masalsı adaya, kamaramızın minik penceresinden ilk gördüğüm andan
itibaren aşık olmuştum. Ancak maalesef turun bu en güzel adasına sadece
yarım gün ayrılmıştı. Santorini Limanı, çok küçük olduğu ve büyük gemiler
yanaşamadığı için açıkta demirleyip, bizi adanın limanına taşıyacak olan
küçük tekneleri bir an önce adaya çıkmanın heyecanı ile sabırsızlanarak
beklediğimizi hatırlıyorum. Adaya ayak basar basmaz, o kavurucu
sıcağa hiç aldırmadan, şirin daracık sokaklarını keşfe çıkıp gördüğümüz
her şeyi Asyalı turistler gibi fotoğraflamaya başlamıştık. Adanın mimarisi
gerçekten çok estetik. Yüzlerce fotoğraf çekmeye hazır olun. Vaktimizin önemli bir kısmı, gemiden
tekneler ile adaya taşınarak ve gemiye dönüş için teleferik sırası bekleyerek
de geçtiğinden, bu güzel adaya kesinlikle yarım gün yetmemişti. Muhteşem manzaraya
karşı oturup, Santorini’nin o dillere destan gün batımını bile izleyememiştik.
Keyfini tam çıkaramadığımız için aklımın kaldığı adayı, gemimize
dönmek için bindiğim küçük teknenin camına yapışıp hüzünle
seyrederken, bu güzel adayı çok daha uzun bir süre için gidip göreceğime
kendi kendime söz vermiştim. Daha sonraki yıllarda Santorini ve Mykonos
adalarına 9 günlük bir tatil için gidip, bu iki adayı da doyasıya gezip,
keyfini çıkartabileceğim bir tatil yapabilme fırsatı buldum.
Yunan
adalarını çok araştırmış, okumuş ve birçoğunu da görmüş biri
olarak, Santorini kesinlikle Yunan Adaları'nın incisi diyebilirim. Bu
birçok Hollywood filmine de ev sahipliği yapmış olan güzel ada, dik falezlerin
üzerindeki bembeyaz evleri, dar sokakları, muhteşem deniz manzaralı otel ve
restoranları ile diğer adalardan öne çıkıyor. Ada için, aynı zamanda
Avrupa jet sosyetesinin yaz tatili için tercih ettikleri yerlerden
biri de diyebilirim. Tatilimiz sırasında birçok lüks yat görsek
de, önde ve arkadaki platformlar üzerinde, iki ayrı helikopteri ile yol alan bu yat, kesinlikle lüks konusunda başı çekerdi. Birazcık daha büyük olsa,
bizim Yunan adaları turu yaptığımız cruise ile çok rahat
yarışabilirdi sanırım :)
Santorini’ye Nasıl Gidilir?
Santorini'ye Türkiye'den direk ulaşım yok maalesef. Mutlaka aktarmalı
gitmeniz gerekiyor. Direk uçak olsa, bir saat içerisinde varacağınız adaya
ulaşmak için, saatler harcamanız gerekecek ama bu durum sizi yıldırmasın. Adayı
gördüğünüzde o kadar beğeneceksiniz ki yol için çektiğiniz eziyeti hemen unutacaksınız. Santorini'ye gitmek için birkaç alternatifiniz var;
1- Uçak ile önce Atina'ya gidip, oradan da aktarmalı olarak
Santorini'ye uçabilirsiniz. Havalimanı, adanın merkezi olan Fira’ya 6 km
uzaklıkta. Havalimanından taksiye binerek veya her 15 dakikada bir kalkan
otobüslerle Fira'ya ulaşabilirsiniz.
2- Uçak ile önce Atina'ya, Atina’nın Pire Limanı’ndan da feribot ile
Santorini'ye geçebilirsiniz. Feribot yolculuğu yaklaşık 5 saat sürüyor.
Ben önce uçak ile Atina’ya, Atina’nın Pire Limanı’ndan da feribot ile
Santorini’ye geçmiştim. Eğer siz de bu
yolu kullanmayı tercih ederseniz feribot tarifelerini buradan görebilirsiniz. Yaz
aylarında feribotlara talebin çok olduğunu ve biletinizi internetten
önceden almanızda fayda olduğunu belirtmeliyim. Ayırttığınız biletinizi
iskeledeki satış noktalarından teslim alabiliyorsunuz.
Santorini’ye Ne Zaman Gidelim?
Santorini’de Nerede Kalalım?
Eğer bütçeniz el veriyorsa Santorini’de mutlaka deniz manzaralı bir otelde
kalın derim. Adanın keyfi en güzel böyle çıkar bence. Adanın en popüler
bölgeleri, adanın merkezi olan Fira ve Santorini’nin en güzel köyü kabul edilen
Oia. Bu iki bölgenin dışında benim önerebileceğim bir iki yer daha var tabi.
Fira: Adanın en büyük yerleşimi Fira (Thira), MÖ. 1450 yılındaki volkan
patlaması ile adanın ortasının çökmesi ile oluşan yüksek falezler boyunca
yerleşen mavi beyaz evleri, kiliseleri, dükkânları, şık butikleri ile çok
güzeldir. Gemilerin yanaştığı limandan adanın başkenti Fira merkezine ulaşmak
için yüzlerce basamaklı bir merdiven çıkmanız gerekiyor. Gözünüz korkmasın,
teleferikle de çıkabilirsiniz ama büyük cruise gemilerinin geldiği zamanlarda
ciddi teleferik sırası olabiliyor. Eğer araba kiralamayacaksanız, adanın
merkezi olduğundan, otobüs ile bir yerlere gidebilmek için de kalınabilecek en
doğru noktalardan biri. Biraz hareketli bir bölge olsun, yürüme mesafesinde
hemen gece hayatına da karışabileyim istiyorsanız tercihiniz Fira’dan yana
olsun. Fira’da, Oia’ya göre daha ekonomik oteller bulabilirsiniz.


Fira (Thira)
Oia'yı gezerken gördüğümüz ve bayıldığımız bir otel olan Katikies'in de resimlerini burada paylaşmak istiyorum ki Oia’daki oteller çok daha güzel derken ne demek istediğim daha iyi anlaşılsın. Oia aynı zamanda akşam için muhteşem manzaralı çok güzel restoranların da olduğu bir yer. Akşam gün batımı saatleri yaklaştıkça tüm butik otellerin terasları ve şık restoranlar dolup taşıyor diyebilirim.


Katikies Hotel








Oia Köyü
Firostefani: Fira’ya 1 km mesafede bulunan bu kasaba, kalabalıklardan uzak
ama 10 dakikalık yürüme mesafesi ile hemen merkeze ulaşabildiğiniz (ki harika
bir yürüme yoluna sahip) arabanız olmasa da çok rahat kalabileceğiniz bir köy.
Firostefani’de Kaldera’ya bakan deniz manzaralı otellerden birinde kalırsanız
gün batımı manzarası ile ünlü Oia’ya göre çok daha güzel bir gün batımı
manzarası göreceğinizi söyleyebilirim. Ben bu bölgedeki ‘’Manos Small World’’
otelde kalmıştım. Santorini deki birçok otel gibi ana yoldan merdivenlerden
inerek ulaşabildiğiniz, deniz manzararalı, geniş ve rahat odaları olan, çok
güzel bir oteldi. Medivenleri görüp bunun bir de çıkışı var diye
düşünüp, gözünüz korkmasın sakın. Zaten o merdivenleri inerken ilk
gördüğünüz muhteşem manzara oluyor ve manzaraya bakarken nasıl indiğinizi anlamıyorsunuz
bile. Santorini'de birçok otel ve restorana merdivenler ile inip çıkarak
ulaşılabildiğinden, merdiven konusuna takılmamanızı tavsiye ederim
:) Otelde, sabah güneşli bir güne uyanıp, asağıdaki dev gibi cruise'lara
ve denize karşı terasta kahvaltımızı yapmak inanın muhteşemdi. Bu otelde
kalmak isteyenlere, en üst kattaki deluxe odaları öneririm mutlaka.




Manos Small World Hotel
İmerovigli: Otel için önerebileceğim son bölge ise Firostefani’den 1 km
daha ileride bulunan İmerovigli. Yine çok güzel deniz manzaralı otellerin
olduğu, Fira’ya sık sık geçen otobüsler ile ulaşabileceğiniz bir köy. Ama
Firostefani mi, İmerovigli mi derseniz Fira’ya yürüyerek de gidebileceğinizden
dolayı bence Firostefani derim.
Bu kasabaların dışında otel için tavsiye etmesem de Fira ve Oia’yı
gördükten sonra eğer vaktiniz kalırsa görmenizi tavsiye edeceğim bir köy daha bulunuyor.
Yüksek bir dağın tepesine kurulduğundan dolayı, güzel bir manzaraya sahip dağ
köyü Pyrgos. Köy merkezinden yukarıya doğru merdivenlerden çıkıp, sevimli ve
dar sokaklarında dolaşabilir, çok güzel fotoğraflar çekebilirsiniz. Bu köy aynı
zamanda ünlü Assyrtiko beyaz şaraplarının üretildiği üzüm bağları ile
çevrilidir. Ben otel için diğer kasabaları tercih etsem de siz, Santorini’nin
kalabalığından uzak, daha sakin bir bölge arıyorsanız, otel için burayı da
tercih edebilirsiniz tabi ki.
Santori’nin merkezinden adanın önemli turistik noktalarına düzenli olarak
otobüsler kalkıyor. Herhangi bir araç kiralamak istemezseniz bu otobüsleri
kullanabilirsiniz. Ada içi otobüs tarifelerini görmek için buraya tıklayınız.
Ancak bütçeniz elveriyorsa araç kiralamanızı tavsiye ederim. Araba ya da ATV kiralayabilirsiniz. Çok daha rahat gezebilirsiniz adayı. Biz otelimizin sahibine nereden araba kiralayabiliriz diye sorduktan sonra soluğu rent a car firmasında aldık. Tüm seçenekleri inceledikten sonra, bu güzel adanın keyfi böyle çıkar diyerek kırmızı, üstü açık bir new bettle kiraladık :) Ancak şunu belirtmeliyim ki özellikle şehir merkezinde otopark konusu çok ciddi sorun oluyor. O nedenle otopark konusunu önceden otelinize sorun mutlaka. Biz otel yakın bir yerde arabamızı park edebiliyorduk ama Fira merkezinde otopark yeri bulmak özellikle yüksek sezonda çıldırtıcı olabiliyor kesinlikle. Biz 4 kişi olduğumuz için özellikle araba kiraladık ama eğer motosiklet ehliyetiniz varsa motor kiralamak otopark konusunda çok daha rahat etmenizi sağlayacaktır.
Ancak bütçeniz elveriyorsa araç kiralamanızı tavsiye ederim. Araba ya da ATV kiralayabilirsiniz. Çok daha rahat gezebilirsiniz adayı. Biz otelimizin sahibine nereden araba kiralayabiliriz diye sorduktan sonra soluğu rent a car firmasında aldık. Tüm seçenekleri inceledikten sonra, bu güzel adanın keyfi böyle çıkar diyerek kırmızı, üstü açık bir new bettle kiraladık :) Ancak şunu belirtmeliyim ki özellikle şehir merkezinde otopark konusu çok ciddi sorun oluyor. O nedenle otopark konusunu önceden otelinize sorun mutlaka. Biz otel yakın bir yerde arabamızı park edebiliyorduk ama Fira merkezinde otopark yeri bulmak özellikle yüksek sezonda çıldırtıcı olabiliyor kesinlikle. Biz 4 kişi olduğumuz için özellikle araba kiraladık ama eğer motosiklet ehliyetiniz varsa motor kiralamak otopark konusunda çok daha rahat etmenizi sağlayacaktır.
Bu kadar güzel bir adanın hiç kusuru yok mu peki? Bence en önemli kusuru denizleri. Bu kadar güzel bir adada, deniz genel olarak çok güzel değil
maalesef. "Bir adaya gidiyorum, bembeyaz kumsalları, turkuaz denizi vardır
mutlaka" derseniz hayal kırıklığı yaşarsınız. Özellikle benim gibi
önce harika denizleri olan Mykonos'a gidip, daha sonra Santorini'ye
geçmişseniz plajlarını beğenmeme olasılığınız çok yüksek. Santorini’de beyaz
kumlu plajların hayalini pek kurmayın derim. Santorini plajları, volkanik kumlarından
dolayı siyah ve kırmızı renkli kumsallara sahip. Çok orijinal plajlar aslında. Volkanik
kumsalları çok seven de var ama ben sevemedim doğrusu.
Plajlarının en ünlüleri Red, White ve Perivolos Black Beach'ler.
İsimlerini ise plajlardaki kumun renginden alıyorlar anlayacağınız gibi.
![]() |
Red Beach |
White Beach, Red Beach’e göre çok ufak ve kumsalda büyük büyük taşları olan
bir plaj. Ama denizi pırıl pırıl. Sadece tekneler ile ulaşılabiliyor yine.
Teknelerin yanaşacağı bir iskele olmadığı için inip binerken, eşyalarınızı
ıslanmasın diye omzunuza alıp biraz suya girmeniz gerekiyor.


White Beach
Perivolos (Black) Beach ise adanın en konforlu plajlarından biri kesinlikle.
Siyah kumsala sahip bu plajda yan yana birçok işletme, restoran bulunuyor.
Birçoğunda yemeğinizi burada yemeniz durumunda şezlong ücreti ödemiyorsunuz.
Santorini’ye sıcak yaz aylarında gittiyseniz bütün günü geçirebileceğiniz bir
plaj diyebilirim. Fira’dan Perissa’ya giden otobüsler ile buraya
ulaşabilirsiniz.
Son denediğim plaj ise Kamari Beach. Perivolos’a göre biraz daha sakin bir
yer. Kumsalı yine siyah taşlı, bazı bölgeleri kayalık olan bir plaj.
Havalimanına yakın bir plaj olması nedeniyle üzerinizden alçaktan uçan
uçakların geçmesi de çok olası. Red Beach ve Perivolas Beach’ler varken tercih
etmeyeceğim bir plaj kesinlikle.
Santorini’de Nerede Yiyelim, içelim?
İlki Oia'da en uçta bulunan Fanari Restaurant. Biz burayı
yemek yerken gün batımını da izleyebileceğimiz güzel manzaralı, şık bir
restoran ararken tesadüfen bulmuştuk. Yediğimiz her şey çok lezzetliydi.
Ancak mutlaka hava kararmadan önce gidin ki manzaranın da tadını çıkarın.
İkinci önerim, yine Oia Köyü’nün falezlerinin dibinde bulunan, adanın
en karakteristik, en sevimli limanlarından biri olan Amoudi Koyu’nda Sunset
Taverna. Uzun merdivenli bir yoldan manzarayı seyrede seyrede, döne döne
inilip çıkılıyor. Birçok turist bu merdivenleri eşekler ile inip çıkmayı tercih
ediyor. Eşeklere binmem, merdivenli yol da gözümü korkuttu diyorsanız araba
yolu da var merak etmeyin. Bu minik koyda, yan yana taze deniz ürünleri yiyebileceğiniz
harika restoranlar bulunuyor. En meşhurları Sunset ve Dimitris. Ben bu koydaki ünlü Sunset Taverna’da yemiştim. Hem öğle hem
akşam yemekleri için her zaman kalabalık. Özellikle akşam için gün batımına
karşı yer bulmak imkansız gibi bir şey. Mutlaka rezervasyon gerekir. Burası tam deniz kenarında rahat bir ortamı, lezzetli yemekleri
olan harika bir yer. Deniz ayaklarınızın dibinde, çok keyifle yemek
yiyorsunuz. Restoranın duvarlarında daha önce burada yemek yemiş olan ünlülerin
fotoğraflarını da görebilirsiniz.


Amoudi Koyu
Oia’da yemek yerine gün batımı manzarasına karşı bir şeyler içelim derseniz
de Sun Spirit Cocktail Bar ve Sunset Bar tavsiye edebileceklerimden. Ancak gün
batımında yer bulmak zor olabilir.
Yine Oia’da o meşhur mavi kubbeli kilise manzarasına karşı buz gibi ‘’frappe’’ içmek ve harika fotoğraflar çekmek için Seagull Cafe‘de mutlaka mola verin derim.
Yine Oia’da o meşhur mavi kubbeli kilise manzarasına karşı buz gibi ‘’frappe’’ içmek ve harika fotoğraflar çekmek için Seagull Cafe‘de mutlaka mola verin derim.


Sun Spirit Cocktail Bar
Diğer bir önerim, Frestofani de, kaldığımız otele çok yakın olan Vanilia
Mediterranean Restaurant. Muhteşem bir gün batımı manzarası olan çok şirin, çok
romantik bir restoran kesinlikle. Güzel bir akşam yemeği için çok
ideal. Ortamı çok keyifli ve yemekleri çok güzeldi. Tatile kalabalık gitmenin en büyük faydalarından biri de masayı donatmak :) Hepimiz farklı şeyler söyledik ve
hepsini de çok beğendik ancak özellikle roka salatası, mantarlı ve pesto
soslu makarnaları ve levrek süperdi diyebilirim. Balık restoranlarında
bile bu kadar iyisini yapamıyorlar bazen. Bu kadar güzel yemeklerden
sonra, tatlıları da güzeldir mutlaka deyip hemen farklı bir iki tatlı söyledik
masaya. Ancak tatlı konusunda başarılı değiller kesinlikle.
Adanın merkezi olan Fira’da ise yine gün batımı manzarasına sahip Koukoumavlos
Fine Dining Restaurant’ı deneyebilirsiniz. Güzel bir akşam yemeği için ideal. Ya da Newsweek’in dünyanın en iyi
barlarından biri seçtiği bir Santorini klasiği Franco’s da manzaraya karşı keyif yapabilirsiniz.
Adada alışveriş konusuna gelince. Özellikle Oia bölgesinde çok güzel tasarım
dükkanlar var. Eviniz için harika sanatsal objeler bulabilirsiniz. Hemen hemen
her yerde Santorini'nin siyah volkanik taşından yapılan takılar satan dükkanlar
da görebilirsiniz. Hatıra olarak ben siyah volkan taşından bir küpe almıştım
kendime. Benim gibi, takıya meraklı birisiyseniz birkaç takı
almadan dönmeniz çok mümkün değil sanki :)
Yapmadan Dönmeyin ;
- Sevimli ve romantik Oia Köyü'nü görmeden,
- Santorini'nin o dillere destan muhteşem gün batımı manzarasını izlemeden,
- Adanın simgesi mavi kubbeli kiliselerinin önünde fotoğraf çektirmeden,
- Volkanik Santorini taşından yapılmış takılardan almadan,
- Mutlaka deniz manzaralı bir otelde kalıp, balkonunuzda manzaraya karşı kahvaltı yapmadan,
- Kırmızı volkanik kumların üzerinde uzanıp, denize girmeden dönmeyin :)


Dilerseniz tüm paylaşımlarımı İnstagram hesabımdan da takip edebilirsiniz. (@egeninkarsikiyisi) Sayfanın sol üst köşesinde bulunan İnstagram logosuna tıklayarak da hesabıma ulaşabilirsiniz.