Sakız Adası (Chios) Gezi Rehberi


    Sakız Adası en çok gittiğim Yunan adalarından biri sanırım. Her ne kadar artık saçma fiyatları ve deli kalabalığından dolayı Çeşme'ye tatile gitmeyi çok tercih etmesem de eski yıllarda Çeşme'nin tam karşısında olmasından dolayı Sakız Adası da çok gittiğim bir yerdi. 
     
Sakız Adasına Nasıl Gidilir?
Türkiye'den gitmesi en olay olan Yunan adalarından biridir Sakız. Çeşme Limanı'ndan yaz aylarında her gün sabah ve akşam saatlerinde olmak üzere 4-5 sefer yapılıyor. 2019 yazında bilet fiyatları yolcu için gidiş-dönüş 25-30€ civarındaydı. (Firmadan firmaya gemilerin hızına göre fiyat değişiyor) Sakız Adası'na kendi arabanız ile de geçebilirsiniz isterseniz. Feribotların otomobil için gidiş-dönüş fiyatı ise 80€. Feribot dediğim için çok büyük bir şey beklemeyin. 5-6 araba alabiliyor sadece.  O kadar küçük ki, o beş-altı arabayı da düzgün yerleştirebilmeleri yarım saat sürmüştü. Sürekli olmadı deyip, arabaları çıkartıp çıkartıp yeniden deniyorlardı :) Yolculuk seçtiğiniz gemiye göre 25-45 dakika arasında değişiyor. 
Agios Isodoros

Sakız Adası'nda Araç Gerekli mi?
Büyük bir ada olduğundan, rahat rahat gezebilmeniz için bir aracınızın olmasını tavsiye ederim. Akşamları merkezde takılsanız bile gün içinde hem plajlara, hem de dağ köylerine gitmek için bir araca ihtiyacınız olacak mutlaka. 2-3 günlük bir tatil için gidiyorsanız kendi aracınızı getirmek yerine adada araba da kiralayabilirsiniz. Araç kiraları sonbahar ve kış dönemlerinde günlük 25€'dan, yaz aylarında ise günlük 35-40€'dan başlıyor. Bayram dönemleri gibi yüksek talep olan dönemlerde daha da artabiliyor. Bu arada adada otomatik vitesli araba bulmak imkansız gibi bir şey. Kiralık araçların hemen hepsi manuel vitesli. Bu da aklınızda olsun. Ben hemen sahil yolundaki Travel Shop'dan kiralamıştım. Eğer isterseniz de anlaştığınız saatte Türkiye feribotlarının kalktığı limana gelip teslim alıyorlar sizden. Telefon edip, önceden rezervasyon yaparsanız iskeleye de getirirler arabanızı. Eğer Sakız'da 2-3 günden daha uzun kalacaksanız kiralamak yerine kendi aracınızı getirmek daha mantıklı olabilir. Kendi aracınız ile yurt dışına çıkmanın kurallarını anlattığım yazımı buradan okuyabilirsiniz.

Ben, Sakız Adası'na ilk 2010 yılında gitmiştim. Çeşme'nin çok popüler bir tatil yeri olması ve kapıda vize uygulaması ile Sakız Adası'na giden, gitmek isteyen Türk turist sayısında ciddi bir artış oldu o dönemlere göre. Öncelikle mümkünse hafta içi gidin derim. Hafta sonu her yer çok kalabalık oluyor. Kiralık araç bulmak daha zor olabiliyor. Yüksek sezonlar için önden araç rezervasyonu yapmanız iyi olabilir. Adayı motosiklet kiralayıp gezmişliğim de var. Ancak yolları dağlık ve virajlı olduğundan dolayı akşam otelinize dönerken pestiliniz çıkmış olabilir. Sakız için araba daha mantıklı sanki.  

Adada araba ile saat sorunu olmadan daha rahat gezersiniz ancak dilerseniz ada içi ulaşımı otobüsler ile de yapabilirsiniz. Mavi ve yeşil diye ayrılan iki hattı bulunuyor. Mavi hat yakın yerlere giderken, yeşil hat daha uzak yerlere gidiyor. Büyük bir ada olduğu için otobüs seferleri güzel çalışıyor. Seferler ile ilgili detaylı bilgilere bu siteden ulaşabilirsiniz. www.chioscitybus.com  

Sakız'a Yunan adıyla Chios'a ilk defa gidenler için belirteyim ki, bu adada mavi beyaz, kartpostal görünümlü klasik Yunan adası mimarisi ile karşılaşmayacaksınız. Bembeyaz şirin evler, Çeşme'deki gibi, altın sarısı kumsallar beklemeyin. Binalar, adanın kayalık olmasından da kaynaklı, daha çok sarı taşlardan yapılmış durumda. Liman bölgesinde tarihi binaların arasında yeni yapılmış çirkin binaları görünce hemen hayal kırıklığına uğramayın lütfen :) Zira sakız köyleri olarak da geçen dağ köyleri eski mimarilerini korumuşlar ve çok daha güzeller. Bu köyler çok turistik de değiller. Köylerin sokaklarında gezerken kapı önünde oturmuş sohbet eden yaşlı teyzeleri görebileceğiniz, günlük yaşamlarına konuk olabileceğiniz köyler bunlar. Daha sonra her birini detaylı olarak anlatacağım.

Sakız'a ya da Midilli'ye günübirlik gidip, sadece liman bölgesinde takılıp hiç beğenmedik diye yazanlar oluyor bazen. Sakız ve Midilli çok büyük adalar ve keşfedilecek o kadar çok şey var ki. Bu adaları tam gezebilmek için mutlaka birkaç gün kalmanız gerekiyor. Hele ki kapıda vize uygulaması ile günübirlik gidiyorsanız adaya ayak basana kadar neredeyse yarım gün geçiyor zaten. Kalan 4-5 saatte sadece limanda takılıp, muhtemelen turistik bir yerde yemek yiyip dönmeniz gerekecek. Feribota, kapıda vize için ödediğiniz paraya değmez kesinlikle.

Bu arada adanın Türkiye'ye bakan tarafında Türk GSM operatörleri çekiyor genellikle. Ancak adaya varmadan telefonunuzun ayarlarından operatör seçimini otomatikten manuele alıp, kullandığınız operatörü seçmeniz gerekiyor ki Yunan operatörlerine geçmesin.   

Sakız Adası'nda Nerede Kalalım?
Medieval Castle Hotel
Sakız ile ilgili en çok sorulan konulardan biri de bu oluyor. Fikir vermesi açısından aşağıda otel önerilerimi bulabilirsiniz. Bu otellerden bağımsız olarak benim tavsiyem en az 3-4 günlük bir tatil planlıyorsanız ilk iki gün adanın feribottan inilen merkezinde ya da merkeze araba ile çok yakın eski ada zenginlerinin mahallesi de olan narenciye ağaçları ile dolu tarihi Kambos kasabasında kalmanız. Son iki gün de adanın güney bölgelerindeki ortaçağ ruhunu hissettiren köylerdeki taş otellerden birinde kalırsanız çok keyifli bir tatil geçirmiş olursunuz. İlk iki gün adanın merkezini, Kambos, Lagada bölgelerini, Glari Agia Fotini, Karfas gibi plajları görürsünüz. Son iki gün de adanın güney tarafındaki tarihi köyleri ve plajları gezersiniz. Adanın en iyi plajları, gezip görülecek yerleri güney tarafında zaten. Böylece bu bölgeleri gezerken sürekli merkeze gidip gelmek durumunda da kalmazsınız.

Chandris Otel
Merkezdeki otel önerilerim: Ben daha çok küçük ve sevimli otelleri sevsem de büyük otel sevenler hemen sahildeki 4 yıldızlı Chandris'i tercih edebilir. Konforlu bir otel. Chios City İn ise limana çok yakın, daha küçük ama o da konforlu bir otel. Ancak aracınız varsa ya da yürümeyi seviyorsanız limana 15 dakika kadar yürüme mesafesindeki Grecian Castle da iyi bir seçenek.

Kambos bölgesi otel önerilerim: Venetis Luxury Apartments küçük, sevimli ekonomik bir otel. Perlaas Hotel ise Kambos'daki en güzel otellerden biri kesinlikle. Yemyeşil ağaçların ortasında bir taş otel. Eğer lüks arıyorsanız adadaki tek 5 yıldızlı otel de Kambos bölgesindeki Argentikon otel. Ben kalmadım ama içini gezdim. Bahçesi inanılmaz keyifli ama fiyatı da ona göredir tabi ki.

Mesta Köyü otel önerilerim: 
Mesta'nın ortaçağ ruhunu hissettiren taş otellerinden Medieval Castle, Mastic Hotel veya Schinos Apartments olabilir. Özellikle Medieval Castle gerçek kaleden dönüştürülmüş, romantik bir otel.

Lithi bölgesi otel önerilerim: 
Lithi sahilinde bulunan Almiriki otel sakinlik arayanlar için ideal. Çok güzel bir kumsalda bulunuyor. O nedenle çocuklu aileler için de ideal.

Sakız'da Nereleri Gezelim?
Sakız Adası'nın simgesi olan, neredeyse ada ile ilgili tüm tanıtımlarda görebileceğiniz rüzgar değirmenleri feribottan inilen bölgeden yaklaşık 1,5 km mesafede bulunuyor. Birkaç yıl önce tam deniz kenarında bu değirmenlerin yanında güzel bir balık restoranı da vardı. Akşam bu yel değirmenlerine karşı burada yemek yemek çok keyifliydi ancak artık kapandı ama yine de çok güzel fotoğraflar çekebileceğiniz bu yel değirmenlerini görün mutlaka.

Sakız Adası'nda toplam 24 tane damla sakızı üretimi yapan tarihi köy bulunuyor. Adanın en güzel kısmı ''Mastikahoria'' olarak da geçen bu sakız köylerini gezmek. Hepsi adanın güney bölgesinde bulunuyor ve hemen hepsinin geçmişi 14. yy ortaçağına dayanıyor. Köylerin mimarisi, ortaçağda damla sakızını korsanlardan koruyacak şekilde yapılmıştır. Köylerin dış cephesindeki evler birbirine bitişik nizam olup, köye giriş tek bir kapıdan yapılabiliyormuş o dönemlerde. Bu köylerde hala yaşam vardır ve yerel halk damla sakızı üretimi yapmaya devam ederler.

1881 yılındaki depremlerde bu köylerin büyük bir çoğunluğu ciddi hasar alıyor maalesef ancak deprem fay hattının dışında kalan Mesta, Pirgi ve Olimpi köyleri hepsinden daha iyi korunup, günümüze kadar daha sağlam gelmeyi başarmış köylerdir.

Eğer hasat dönemiyse yol boyunca altına beyaz kireç tozu serpilmiş, sakız ağaçlarını bol bol göreceksiniz zaten. Ağaçlara atılan çentiklerden damlayan sakızlar, beyaz kireç tozunun üzerine düşüyor, toprağa karışmıyor.

Bu köylerin en ünlüleri, en çok ziyaret edilenleri Pirgi ve Mesta. Bu iki köyü görmeden dönenleri Türkiye'ye almıyoruz kesinlikle :)

Pirgi Sokakları
Pirgi, tüm sakız köylerinin en büyüğü. Köydeki tüm evlerin duvarları ''çizik'' anlamına gelen ve ''ksista'' denen bir yöntem kullanılarak, el emeği, siyah beyaz geometrik şekiller ile süslenmiş durumda. Gezdiğim 38 Yunan adasının hiç birinde böyle bir mimari görmedim sanırım. Çok orijinal. Bu yöntemde evlerin dış cephesi önce sıva ile kaplanıyor. Ondan sonra da beyaz alçı ile boyanıyor. Bundan sonra da olay sanatçının hayal gücüne kalıyor. Beyaz alçı boyanın geometrik şekillerde kazılarak alttaki sıvanın ortaya çıkarılmasıyla da bu göz alıcı mimari ortaya çıkıyor. Tam bir görsel şölen. Köyü gezerken sürekli kafa yukarılarda hangi birini inceleyeyim diye şaşırıyor insan. İlk okul zamanlarında önce renkli renkli pastel boyalar ile boyadığımız kağıdı siyah pastel boya ile tekrar boyardık. Sonra da 0,5 uçlu kalem ile üstteki siyah boyayı geometrik şekillerde kazıyıp, alttan renkli desenler çıkartırdık. Bilmeden ksista sanatçısı olmuşuz aslında :)


                                                                                     Pirgi Evleri

Sakız üretiminin tarihçesini öğrenebileceğiniz dünyadaki tek sakız müzesi de Pirgi'ye 2 km mesafede bulunuyor. (Chios Mastic Museum) Pirgi'ye giderseniz bu müzeyi de atlamayın bence. (2019 fiyatı 4€)


                                                                                 Sakız Müzesi

Mesta ise, merkeze en uzak olan sakız köyü. Cenevizliler zamanından kalma surlar ile çevrilmiş tarihi taş binalardan oluşan, ortasında yemek de yiyebileceğiniz güzel bir meydanı olan nefis bir ortaçağ köyü burası. Benim de favorim diyebilirim.

Armolia, dar sokakları, taş evleri ile tipik bir sakız köyü burası da. Pirgi'ye giderken yol üzerinde. Daha çok seramik atölyeleri ile ünlü.


                                                                                    Mesta Köyü

Olimpi, Taş evleri, minik sevimli kafeleri, kemerli daracık sokakları ile adanın en görülesi köyler listesine  üst sıralardan giriyor bence. Aynı zamanda minik bir Mesta olur kendisi. Eski binalardaki kullanılmayan kapı ve pencereleri o kadar sevimli boyamışlar ki bu görüntüsü ile Mesta'dan ayrılıp, daha sanatsal bir hale bürünüyor hemen. Pirgi ile Mesta köylerinin tam arasında bir konumda bulunuyor. Pirgi'den çıkıp, Mesta'ya doğru ilerlerken bu sevimli köye de uğramayı ihmal etmeyin bence. Bu arada adanın en güzel plajlarından biri olan Agia Dynami plajına da 15 dakikalık mesafede.


                                                                                      Olimpi Köyü

Vessa, adanın hala ortaçağ havasını koruyan, küçük köylerindendir. O dönemlerden kalma gözetleme kuleleri ve minik sevimli taş evleri ile romantik bir havası vardır. Ancak sadece bir iki tane köyü ziyaret edecek vaktiniz varsa burası yerine Mesta'yı tercih etmelisiniz kesinlikle.,

Bunlar popüler olan damla sakızı köyleri. Vaktiniz varsa hepsini sırayla gezebilirsiniz. Avgonima, Volissos, Vouno, Kalamoti, Kini gibi daha birçok damla sakızı köyü bulunuyor. Ancak köyleri gezmek için kısıtlı zamanınız varsa Önceliği Pirgi ve Mesta'ya verin derim. Zaman kalırsa listeye diğerlerini de eklersiniz. Kalanlar da bir sonraki gelişinize artık :)

Sakız'da Nerede Denize Girelim?
Çeşme gibi harika denizlere sahip bir yerin tam karşısında ve bu kadar yakın olan bir adanın denizlerini Çeşme gibi beklemeyin maalesef. Sakız adasında herkese hitap edebilecek tarzda birçok plaj bulunuyor ancak kendinize hitap eden doğru plajları seçemezseniz bu adanın denizleri güzel değilmiş diye dönebilirsiniz ki çok yazık olur. Sakız adasında plajların çoğu taşlık ancak illa kum olsun derseniz o da var elbette. Turkuaz renkte denizi olan, şezlong, şemsiyenin olmadığı bakir koylar, daha çok gençlerin tercihi olanlar, siyah volkanik taşlı plajlar, ya da her türlü imkanın olduğu, denizi ince kum, çocuklu ailelerin de tercihi olan organize plajlar. Hepsi mevcut. 

İlk olarak yeme, içme, şezlong, şemsiye gibi imkanları olan, ağırlıklı ince kum ya da küçük çakıl taşlı kumsala sahip, organize plajlardan bahsedeceğim.

Glari Beach
Glari Beach: Sakız Adası’nda en sevdiğim plajlar listesinde ilk üçe girer.  Denizin rengi, muhteşemdir. Doğal kaynak sularının denize ulaştığı noktada olduğu için denizi soğuk. Fotoğrafta görüldüğü gibi, küçük bir koy olduğu için, yüksek sezonda oldukça kalabalık olur. O nedenle buraya mutlaka sabah saatlerinde gelin. Gün boyu sizi pek rahatsız etmeyen güzel bir müzik yayını vardır. (Şezlong 2€)

Lithi Beach: Burası da Sakız Adası’ndaki organize plajların arasında sevdiklerimden, ince kumlu, uzun bir plaj. Yan yana yemek yenilebilecek birkaç tavernanın olduğu, denizi tertemiz olan, gidilmesi gereken plajlardan biri bence. Çocuklu aileler için de mükemmel bir seçenek. Sahildeki şezlonglar ücretsiz, sadece yediğinizi içtiğinizi ödüyorsunuz.

Karfas Beach: Merkeze en yakın plajlardan biridir. O nedenle de çok kalabalık olabiliyor. Türkler de daha çok burayı tercih ediyor. Şezlong şemsiye ücretsiz, yediğinizi içtiğinizi ödüyorsunuz. Denizi yine ince kum ve çok sığ. O nedenle çocuklu ailelere çok uygun. Merkezden Mavi otobüslerle de ulaşabiliyorsunuz. Ancak benim listemde üst sıralarda değil diyebilirim.

Komi Beach: Burası Pirgi’ye en yakın olan Plaj. Yan yana birkaç işletme bulunuyor. Bir şeyler yiyip içmeniz durumunda şezlong bedeli bu plajda da alınmıyor. Denizi kum, plajı kum-çakıl karışımı. Burası aynı zamanda gençlerin de tercih ettiği, akşamüzeri partilerinin de olduğu, hareketli bir bölge.


 Karfas Beach                                                     Komi Beach    

Agia Fotini: Adanın popüler plajlarından biri. Plajı çakıl taşlı ama denizi pırıl pırıl. Sahil boyunca şezlong kiralayabileceğiniz işletmeler bulunuyor. Kimisinde yediğinizi içtiğinizi ödüyorsunuz, kimisinde şezlong bedeli var. Oturmadan sorarsınız. Adanın gençleri arasında da popüler bir plaj.

Megas Limnionas: Karfas'tan bir iki km ileride, her türlü imkanın olduğu organize bir plaj. Denizi kum, çakıl karışık. Karfas'ın kalabalığından kaçmak için ideal. Yemek için hemen arkadaki harika yemekleri ile ünlü Agyra'ya oturun mutlaka. Tabi yer bulabilirseniz :)

Yoso Beach: Adanın en kuzeyinde, bizdeki beach club tarzında bir plaj burası. Kumsalı taşlık. Yanınızda deniz ayakkabısı olursa güzel olur. Denizi tertemiz ama dalgalı genellikle.

Sakız Adası'nda bunların dışında şezlong şemsiye bulunmayan çok güzel bakir koylar da bulunuyor. Onları da aşağıda listeliyorum.

Agia Dynami: Adanın en güzel bakir plajı burası kesinlikle. Denizin rengi o kadar güzel ki, insan bakmaya doyamıyor. Tesis olmadığı için yanınızda su ve yiyecek bir şeyler getirmeniz de fayda var. Çünkü ben bir iki saat için gidip, tüm gün kalkamamıştım :)


Agia Dynami Beach
Mavra Volia Beach


Mavra Volia: Emporios'daki bu plaj siyah volkanik taşları ile ünlü yan yana iki koy. Deniz ayakkabısı ile girerseniz rahat edersiniz. Büyük taşlarından dolayı havluyu serip oturmak, uzun süre vakit geçirmek çok konforlu değil ama orijinal bir plaj ve suyu nefis. Duş ve minik bir kantini var sadece. Çok uzun saatler kalamasanız bile, günü yakınındaki Komi plajında geçirip, ardından buraya da uğrayabilirsiniz. 

Vroulidia: Adanın en güneyinde, tesis olmayan ama yine muhteşem bir bakir plaj burası da. Arabayı yukarı park edip, yürüyerek inmeniz gerekiyor. Biraz zahmetli ama denizi akvaryum gibi. Yukarıdaki küçük işletme sahile minik bir teleferik sistemi ve telsiz koymuş. Telsizle içeceklerinizi sipariş ediyorsunuz, teleferikle gönderiyorlar. Çok tatlı :)

Apothika Plajı: Plajdan daha çok, plajın yukarısındaki küçük barında oturup denize karşı keyif yapmayı, bir şeyler içmeyi daha çok seviyorum. Bu plajın en önemli özelliği, su sporları ve scuba diving yapabiliyor olmanız. 

Sakız'da Nerede Yiyelim?
Lagada, Passas (Paşa) Restoran
Gelelim, Sakız Adası’nda nerede yiyelim, içelim konusuna. Deneyip memnun kaldıklarımı aşağıda özetliyorum.

Merkezdeki mekanlar;
To TsikoudoAdanın, yan yana restoranlarıyla akşam için kalabalık, çok güzel bir sahili var. Akşamlarınızı bu sahildeki restoran, bar ve kafelerde geçireceksiniz büyük bir olasılıkla. Bu sahildeki restoranlardan birine oturup adanın keyfini çıkarın derim. En iyi seçeneklerden biri To Tsikoudo kesinlikle. Kalabalıktan dolayı servis bazen aksayabiliyor ama lezzet başarılı. Burada yer bulamazsanız, aynı sıradaki Delfinia da başka bir seçenek olabilir. 

Hotzas Taverna (Hocanın Tavernası); Sahildeki restoranlardan başka, güzel bir akşam yemeği için 1882'den beri adanın merkezi Hora'da hakiki bir Rum meyhanesi olan Hotza's Taverna'yaı gitmenizi öneririm kesinlikle. Ancak mutlaka gitmeden rezervasyon yaptırın. Biz rezervasyon yaptırmadan gidip, bir saate yakın masa beklemek zorunda kalmıştık. Ağaçlar altındaki bahçesinde, keyifli bir akşam geçireceğiniz garanti. Ahtopotu lokum kıvamında. Kızarmış peyniri, ev tipi patatesi, kalamar, lahana dolması, peynirli börek, cacık her şey çok güzeldi. Ancak porsiyonları büyük, ona göre sipariş verin mutlaka. 

To Apomero
To Kechrimpari (Kehribar Meze evi) : Merkezde öğle yemeği için bir yer arıyorsanız tek geçerim burayı. Tam bir aile işletmesi ve gerçek bir rum meyhanesi. Sokak arasında küçük bir restoran. Sadece öğle servisi var. (12:00 -17:00) Et, balık ya da karışık olmak üzere 3 fiks menüleri var. Sadece bu menülerden birini seçiyorsunuz ve sırayla masayı donatıyorlar. Fiyatları da uygun, ancak yüksek sezonda rezervasyonsuz yer bulmak pek mümkün değil.

To Apomero: Sakız adasında benim en sevdiğim restoranlardan biri burası. Saat 22:00’den sonra canlı müzik de olan manzarası güzel bir yer. Tepeden, limanı görüyor. Taksi ile 15 dk.

The Pastards: Balık ve meze yemekten sıkılanlar için makarna ve pizza yiyebilecekleri bir İtalyan restoranı. 

Kronos: Yaz ayları için size güzel bir de dondurmacı önereyim. Adada en sevdiğim dondurmacı Kronos kesinlikle. Özellikle damla sakızlı olanı deneyin derim. 

Amethistos Restoran, Olimpi
Bu arada alışveriş için adanın merkezinde, sahilde benim çok sevdiğim bir dükkan bulunuyor; Mastik Spa. Damla sakızlı lipstick, sakızlı sabunlar, kremler, şampuanlar vs damla sakızından üretilmiş bilimum kozmetik eşyası. Ben sakızlı ve yasemin kokulu küçük sabunlar almıştım. Banyomda o kadar güzel kokuyorlardı ki bitince daha çok almadığıma çok pişman oldum, giderseniz kesinlikle tavsiye ederim :)

Merkez dışındaki önerilerim:
Lagada, adadaki güzel bir sahil kasabası. Bir akşam yemeğinizi burada sahildeki yan yana duran balık restoranlarından birinde yiyin derim. Benim ilk önerim Passas, (Paşa) Orada yer bulamazsanız Nostas

Avgonima köyünde Asteri Restoran; Dağın tepesinde, şahane gün batımı manzarası da olan bir restoran burası. Kesinlikle gün batımından hemen önce gidin. Oğlak eti ve peynirli köz patlıcanı mutlaka deneyin.

Olimpi köyünde Amethistos: Bu köyde yemek için başka alternatif aramayın kesinlikle. Sahibi Spiros siparişlerinizin dışında ikramları ile de çok mutlu ayrılmanızı sağlayacak.



Mega Limnionas’da Agyra Restoran: Sakız adasına her gittiğimde mutlaka uğradığım restoranlardan biri. Henüz mutsuz ayrıldığım olmadı.

Lithi'deki To Kyma; Adada plaj için de tercih edilen Lithi koyunda yan yana bulun restoranlarda To Kyma favorim kesinlikle. 

Bu arada, bu yazıda bahsettiğim her şeyi topluca görebileceğiniz şekilde yandaki harita üzerinde toparladım. Güle güle kullanın :)

Siyah: Adanın merkezi
Sarı: Şezlong, şemsiye olan organize plajlar
Mavi: Hiç bir tesis olmayan, havlunuzu serip güneşlenebileceğiniz bakir plajlar. 
Kırmızı: Popüler damla sakızı köyleri
Yeşil: Popüler sahil kasabaları
Mor: Tavsiye ettiğim restoranlar

Dilerseniz, tüm paylaşımlarımı İnstagram hesabımdan da takip edebilirsiniz (@egeninkarsikiyisi) Sayfanın sol üst köşesinde bulunan İnstagram logosuna tıklayarak hesabıma ulaşabilirsiniz.